esinozlem hakkimda logolu PRP
Op. Dr. Esin Özlem Atmış

PRP , doğal görünümünüzü koruyarak daha genç, sağlıklı ve canlı bir görünüm elde etmenizi sağlayan güvenli ve etkili bir uygulamadır. Kişiye özel planlama ile estetik beklentilerinizi en iyi şekilde karşılamayı hedefliyoruz.

PRP fiyatları, tedavi süreci ve sonrası dikkat edilmesi gerekenler için yazımızın devamını okuyabilirsiniz.

Hakkımda Randevu Oluştur

Platelet yönünden zengin plazma (PRP) rejeneratif tıpta doku onarımını desteklemek amacıyla kullanılan otolog bir tedavi yöntemidir . Trombositler ve büyüme faktörleri açısından zenginleştirilen bu kan türevi dermatoloji ortopedi ve estetik tıp gibi alanlarda uygulanır. PRP alopesi tedavisinde saç dökülmesini azaltmak ,osteoartritte ağrıyı hafifletmek ve cilt gençleştirme süreçlerinde etki sağlamak için kullanılır. Diz osteoartritinde ağrıyı azaltmada ve eklem fonksiyonlarını iyileştirmede başarılı sonuçlar göstermesine karşın farklı uygulamalardaki etkinliği hala araştırılmaktadır. PRP’nin terapötik potansiyelini tam anlamıyla belirlemek için daha fazla bilimsel çalışma gereklidir.

7/24 WhatsApp İçin Tıklayın!

7/24 WhatsApp İçin Tıklayın!

    *En iyi şekilde geri dönüş yapabilmemiz için tüm alanları doldurmanızı öneririz.

    Platelet Zengin Plazma (PRP) Nedir ve Nasıl Hazırlanır?

    Trombositten Zengin Plazma (TZP) hastanın kendi kanından hazırlanan trombosit konsantrasyonu yüksek bir plazma bileşenidir. Hastanın kendi kanından sağlanır ve içeriğin hazırlanması tekrar ilgili bölgeye enjekte edilmesi yoluyla gerçekleşir.Hücre çoğalmasını tetikleyebilir ve tedavi edilen bölgede doku rejenerasyonunu ve iyileşmesini uyarabilen büyüme faktörleri içerirler. TZP’nin yüksek trombosit içeriği yara iyileşmesi ve doku yenilenmesi gibi alanlarda terapötik etki sağlamasına olanak tanır. 

    PRP Tedavisi Vücutta Nasıl Etki Gösterir?

    Trombositten Zengin Plazma (TZP) tedavisi vücutta doku yenilenmesini hızlandıran ve doğal iyileşme süreçlerini güçlendiren bir biyolojik tedavi yöntemidir. Hastanın kendi kanından elde edilen trombositlerin yoğunlaştırılması ile hazırlanan bu plazma yüksek miktarda büyüme faktörü içerir ve dokuların yeniden yapılanmasını destekleyen çeşitli biyolojik süreçleri tetikler.

    Büyüme faktörleri trombositlerin aktive olması ile serbest kalır ve doku onarımı için gerekli olan hücre aktivitelerini başlatır. Bu büyüme faktörleri şu şekildedir:

    • Trombositten türetilmiş büyüme faktörü (PDGF)
    • Dönüştürücü büyüme faktörü-beta (TGF-β)
    • Vasküler endotelyal büyüme faktörü (VEGF)
    • Epidermal büyüme faktörü (EGF)
    • İnsülin benzeri büyüme faktörü (IGF)

    Bu faktörler dokuların kendini yenileme sürecinde hücre yüzeyi reseptörleri ile etkileşime girerek hücre çoğalmasını hareketini ve farklılaşmasını uyarır. Aynı zamanda kolajen üretimi desteklenir bu da doku yapısının dayanıklılığını artırır.

    Anjiyogenezi artıran faktörlerin salınımı sayesinde kan akışı iyileşir ve yaralanma bölgesine gerekli olan oksijen ile besin taşınması hızlanır. Enflamasyon üzerinde dengeleyici bir etki yaratarak iyileşme ortamını düzenler. Ayrıca TZP uygulaması kök hücrelerin yaralı bölgeye yönelmesine yardımcı olur ve bu kök hücreler doku onarımı için gerekli olan hücrelere dönüşebilir böylece iyileşme süreci daha kapsamlı bir destek kazanır.

    Detaylı bilgi ve randevu için iletişime geçin!

    PRP Hangi Tıbbi Durumların Tedavisinde Kullanılır?

    PRP tedavisi kas-iskelet sistemi ve dermatoloji alanında çeşitli durumlar için kullanılmaktadır. Kas-iskelet sistemi uygulamaları arasında tendinopati ve osteoartrit yer alırken dermatolojik uygulamalar cilt gençleştirme ve saç dökülmesi tedavisini içerir. PRP tedavisinin kullanım alanları aşağıdaki tıbbi durumları içermektedir:

    • Cilt gençleştirme
    • Saç dökülmesi
    • Tendon hastalıklar
    • Osteoartrit (eklemlerde kireçlenme)

    Kas-iskelet sistemi rahatsızlıklarında PRP eklem ortamını iyileştirme ve hücre yenilenmesini destekleme gibi etkiler gösterir. Tendon hasarlarında iyileşmeyi hızlandırma potansiyeline sahip olup özellikle diz osteoartritinde semptomların azalmasına yardımcı olabilir. Dermatolojik alanda ise PRP cilt dokusunu canlandırmak ve saç dökülmesi tedavisinde saç büyümesini teşvik etmek için kullanılır. Bununla birlikte tedavinin etkinliği uygulama yöntemlerine göre değişebilir ve tedavi protokollerinin standardizasyonu gereklidir.

    Saç dökülmesi tedavisi,anti aging uygulamalar gibi iyileştirmeyi hızlandırmak için kullanılan bu yöntem herkes için uygulanabilir .Fakat platelet sayısı yetersiz kişiler,otoimmun hastalıkları olanlar  ve aktif  kanser hastalarına PRP tedavisi önerilmez.

    PRP Tedavisinin Olası Riskleri ve Yan Etkileri Nelerdir?

    Trombositten Zengin Plazma (TZP) tedavisi otolog kan ürünleri kullanılarak uygulanan ve genellikle güvenli olarak kabul edilen bir yöntemdir. Ancak diğer tıbbi uygulamalarda olduğu gibi bazı riskler ve yan etkiler taşır. En sık rastlanan yan etkiler arasında enjeksiyon bölgesinde ağrı kanama ve morarma yer alır. Bu yan etkiler genellikle geçici olup hastaların çoğu kısa sürede normal durumlarına döner. 

    Mevcut Araştırmalara Göre PRP Tedavisi Ne Kadar Etkilidir?

    PRP tedavisi çeşitli tıp alanlarında uygulanan ve araştırılan bir yöntemdir ancak etkinliği uygulama alanlarına göre değişiklik göstermektedir. Kas-iskelet sistemi rahatsızlıklarında umut vaat eden sonuçlar elde edilmiştir. Özellikle diz osteoartritinde yapılan çalışmalar PRP enjeksiyonlarının hyaluronik asit enjeksiyonlarına kıyasla ağrıyı azaltmada ve fonksiyonel iyileşme sağlamada daha etkili olduğunu göstermiştir. Ancak PRP’nin farklı alanlardaki etkileri üzerine daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır.

    Dermatoloji ve estetik alanında da PRP saç restorasyonu ve cilt gençleştirme gibi uygulamalarda tercih edilen bir yöntemdir. Androjenetik alopesi tedavisinde PRP’nin saç dökülmesini azaltabildiği ve saç kalitesini iyileştirebildiği öne sürülmüştür. Cilt gençleştirme uygulamalarında cilt dokusunun ve tonunun iyileşmesini destekleyebileceği belirtilse de bu alanda kapsamlı kontrollü çalışmalara ihtiyaç vardır.

    Yara iyileşmesi açısından PRP’nin kronik yara tedavisinde potansiyel faydalar sağladığına dair bazı bulgular mevcuttur

    Hastalar PRP Tedavisi Sırasında ve Sonrasında Ne Beklemelidir?

    PRP tedavisi hastaların kendi kan bileşenlerinden yararlanarak iyileşme ve doku yenilenmesini hızlandıran bir işlemdir. PRP tedavisinde kanın trombositten zengin kısmı ayrıştırılarak vücutta hasarlı bölgelere enjekte edilir. İşlem süreci ve sonrası için hastaların bilmesi gereken temel noktalar şu şekildedir:

    • Sağlık profesyoneli tarafından hastanın kolundan bir miktar kan alınır.
    • Alınan kan bileşenlerinin ayrılması için yüksek hızla dönen bir santrifüj cihazına yerleştirilir.
    • Santrifüjle ayrıştırılan trombosit yönünden zengin plazma enjekte edilmeye hazır hale getirilir.
    • PRP belirlenen dokuya enjekte edilir bu süreçte hassas bir yerleştirme sağlamak adına ultrason gibi görüntüleme rehberliği kullanılabilir.

    Tedavi sonrasında hastaların bakım sürecine özen göstermesi önemlidir. Tedavi edilen bölgenin dinlendirilmesi ve enjeksiyonu takip eden birkaç gün boyunca aşırı hareketlerden kaçınılması tavsiye edilir. Özellikle şişlik veya rahatsızlık hissi oluşursa kısa aralıklarla soğuk kompres uygulaması yapılabilir. İyileşme sürecine destek amacıyla steroid olmayan ağrı kesicilerden (ibuprofen aspirin gibi) işlem öncesi ve sonrasında belirli bir süre kaçınılması gereklidir.

    İlk günlerde bazı hastalar hafif ağrı veya şişlik yaşayabilir; bu belirtiler genellikle birkaç gün içinde azalır. Tedaviden sonraki dört ila altı hafta içinde ağrıda azalma ve hareket kabiliyetinde iyileşme belirtileri gözlemlenir. Ancak PRP tedavisinin tam etkilerinin görülmesi birkaç ayı bulabilir ve birçok hasta tedaviden dört ila on hafta sonra belirgin iyileşmeler hisseder.

    PRP tedavisinin etkileri kişiden kişiye değişiklik gösterebilir. Kimi hastalarda birkaç ay süren rahatlama sağlanırken bazıları bir yıla kadar süren faydalar bildirebilir. Sonuçların kalıcılığı hastanın bireysel iyileşme süreci ve durumun ciddiyetine bağlı olarak farklılık gösterir.