Radiesse Dolgu , doğal görünümünüzü koruyarak daha genç, sağlıklı ve canlı bir görünüm elde etmenizi sağlayan güvenli ve etkili bir uygulamadır. Kişiye özel planlama ile estetik beklentilerinizi en iyi şekilde karşılamayı hedefliyoruz.
Radiesse Dolgu fiyatları, tedavi süreci ve sonrası dikkat edilmesi gerekenler için yazımızın devamını okuyabilirsiniz.
Radiesse FDA onaylı bir dermal dolgu olarak ciltte hacim kaybını ve kırışıklıkları etkili bir şekilde tedavi eden yenilikçi bir yöntemdir. İçeriğindeki kalsiyum hidroksiapatit (CaHA) mikroküreler jel taşıyıcı içerisinde yer alır ve cilt altına enjekte edildiğinde doğal bir destek yapısı sağlar. Bu işlem yüz kırışıklıklarını yumuşatırken ellerdeki hacim kaybını da giderir. Ayrıca cildin doğal kolajen ve elastin üretimini uyararak uzun vadede elastikiyeti artırır ve sonuçların bir yıldan fazla süreyle korunmasını sağlar. Biyouyumlu yapısıyla alerjik reaksiyon riskini minimize eden Radiesse minimal iyileşme süresiyle güvenli ve etkili bir seçenek sunar.
Radiesse estetik tıpta çığır açan bir dolgu maddesi olarak köklerini hem tıbbi hem de estetik alanlardaki bilimsel gelişmelere dayandırmaktadır. Ürünün ana bileşeni olan kalsiyum hidroksiapatit (CaHA) insan vücudunda özellikle kemik ve diş yapısında doğal olarak bulunan biyouyumlu bir materyaldir. Bu özellik Radiesse’nin hem güvenli hem de etkili bir dolgu maddesi olarak geliştirilmesine temel oluşturmuştur.
Radiesse’nin hikayesi kalsiyum hidroksiapatitin ilk olarak tıbbi uygulamalarda kullanılmasına dayanır. 20. yüzyılın ortalarında bu madde biyouyumluluğu nedeniyle diş hekimliği ortopedi ve kulak-burun-boğaz tedavilerinde yaygın olarak kullanılmıştır. Örneğin ses telleri tedavilerinde ve diş restorasyonlarında kullanılan CaHA bu süreçte güvenli ve uzun vadeli bir çözüm sunduğunu kanıtlamıştır. Bu tıbbi başarılar kalsiyum hidroksiapatitin estetik alandaki potansiyelinin fark edilmesine yol açmıştır.
2000’li yılların başında Merz Aesthetics tarafından geliştirilen Radiesse estetik tıbba önemli bir yenilik getirmiştir. CaHA’nın dermal dolgu olarak kullanılması yalnızca cilt altına hacim kazandırmakla kalmamış aynı zamanda cildin kendi kolajen üretimini uyararak uzun süreli etki sağlamıştır. 2006 yılında FDA tarafından orta ve şiddetli yüz kırışıklıklarının nazolabial kıvrımların tedavisi ve HIV hastalarında yüz lipoatrofisi için onay alması Radiesse’nin tıbbi ve estetik alanlarda güvenilir bir tedavi seçeneği olduğunu göstermiştir.
Zamanla Radiesse’nin kullanım alanları genişlemiş ve klinik uygulamalarda çene hattı yanaklar ve ellerdeki hacim kaybı gibi estetik sorunların çözümünde etkin bir araç haline gelmiştir.
Radiesse dolgu ciltte hacim kaybı kırışıklıklar ve belirgin yüz hatlarının düzeltilmesine yönelik etkili bir çözüm sunar. Genellikle orta ila şiddetli yüz kırışıklıkları ve nazolabial kıvrımlar gibi alanlarda sorun yaşayan bireyler için uygundur. Aynı zamanda yüz hatlarını belirginleştirmek isteyen ve yanaklar çene hattı veya çene gibi bölgelerde hacim kaybı yaşayan kişiler için de ideal bir seçenektir.
Ellerinde yaşlanma belirtileri olan damar ve tendon görünümünün belirginleştiğini gözlemleyen kişiler Radiesse dolgu ile daha genç ve pürüzsüz bir el görünümü elde edebilirler. Bu tedavi ellerin estetik görünümünü iyileştirirken bireylerin özgüvenini artırmaya da katkıda bulunur.
Radiesse dolgu çukur veya çökük akne izlerine sahip olan bireyler için de uygun bir seçenek olabilir. Cilt kalitesini ve tonusunu arttırarak skar görünümünü belirgin azaltır.
Cilt kalitesini artırmak isteyen, boyun, dekolte veya kollarında elastikiyet kaybı yaşayan hastalar Radiesse’nin seyreltilmiş formu ile biyostimülasyon tedavisinden faydalanabilir. Bu uygulama cilde hacim eklemeden daha sıkı, elastik ve canlı bir görünüm sunar.
HIV ile ilişkili yüz lipoatrofisi yaşayan ve buna bağlı yüzünde belirgin zayıflama gözlenen bireyler de Radiesse dolgunun etkili bir tedavi yöntemi olduğunu görebilirler. Yüzdeki çöküklüğü gidererek daha doğal ve dolgun bir görünüm sağlar.
Radiesse dolguya karşı belirgin bir ciddi allerjik reaksiyon bildirilmemiştir, oldukçagüvenilir bir uygulamadır ancak aktif deri enfeksiyonu veya iltihabı bulunan bölgelerde uygulama yapılması bu durumların kötüleşmesine yol açabileceğinden önerilmez. Cilt tamamen iyileşene kadar tedavi ertelenmelidir.
Ayrıca yakın zamanda yüz cerrahisi geçiren veya başka kozmetik işlemler yaptıran kişiler için iyileşme süresi beklenmeli tedavi buna göre planlanmalıdır.
Hamile ve emziren bireylerde Radiesse’in güvenliği kanıtlanmamıştır. Bu popülasyonlardaki belirsizlik nedeniyle önlem olarak tedaviden kaçınılması önerilir. Son olarak otoimmün hastalığı olan bireylerde bağışıklık sisteminin etkilenme potansiyeli dikkatle değerlendirilmelidir.
Radiesse dolgu uygulaması uzmanlık gerektiren minimal invaziv bir prosedürdür ve dikkatli bir hazırlık süreciyle başlar. İşlemin başarısı doğru değerlendirme ve uygun tekniklerin kullanılmasına bağlıdır.
Uygulama öncesinde hastanın kapsamlı bir tıbbi geçmişi alınarak alerjiler kanama bozuklukları veya bileşenlere karşı aşırı duyarlılık gibi risk faktörleri belirlenir. Tedavi sürecinde hastaya olası riskler ve faydalar açık bir şekilde anlatılarak bilgilendirilmiş onam alınır. İşlem öncesi rahatlık sağlamak için bölgeye topikal ya da lokal anestezi uygulanabilir. Radiesse® (+) işlem sırasında konforu artıran ağrı kesici özellikte lidokain içerir.
Nazolabial kıvrımlar marionette çizgileri ve yanak hacmi gibi yüz bölgelerinde dikkatli bir teknikle uygulanması gereken Radiesse vasküler yapıların zarar görmemesi için anatomik bilgi gerektirir. Eller için yapılan uygulamalarda ise damar ve tendon görünürlüğünü azaltacak şekilde subdermal enjeksiyon tercih edilir. Yüzeyel enjeksiyonlardan kaçınılmalıdır çünkü bu durum nodül veya görünür yumru oluşumuna yol açabilir.
Radiesse etkili sonuçları ve hasta memnuniyeti ile dermal dolgular arasında öne çıkan bir tedavi seçeneğidir. Klinik çalışmalar Radiesse’in kısa ve uzun vadede belirgin iyileşme sağladığını göstermiştir. Örneğin Radiesse ile Restylane® Enjektabl Jel’in karşılaştırıldığı bir çalışmada hastaların %67’si Radiesse’i tercih ettiğini belirtmiştir. Aynı şekilde 6 ay sonra Radiesse uygulanan hastaların %82’sinde gözle görülür iyileşme kaydedilirken kontrol grubunda bu oran yalnızca %27’de kalmıştır. Bu sonuçlar Radiesse’in diğer tedavilere kıyasla daha yüksek bir etkinlik sağladığını ortaya koymaktadır.
Radiesse’in kalıcılığı ise farklı çalışmalarla değerlendirilmiştir. Bazı araştırmalarda hacim etkisinin 5 ay içinde azalabileceği gösterilmiştir. Örneğin retrospektif bir çalışmada enjeksiyondan 5 ay sonra hacimde %65 ile %96 arasında azalma kaydedilmiştir. Bununla birlikte başka bir çalışmada, tedaviden 30 ay sonra bile kıvrımların %40’ının iyileşmiş olarak değerlendirildiği rapor edilmiştir. Bu durum Radiesse’in biyostimülan özelliklerinin uzun vadede cilt yapısını güçlendirdiğini ancak etkinliğin zamanla azaldığını göstermektedir.
Hastaların memnuniyet düzeyi de Radiesse’in başarısının önemli bir göstergesidir. Radiesse kullanıcılarının %90’ı 12. ayda memnuniyet bildirmiştir. Radiesse’in dolgu maddesi olarak yalnızca hacim sağlamadığı aynı zamanda doğal kolajen üretimini uyararak cilt elastikiyetini artırdığı unutulmamalıdır.
Güvenlik profili açısından Radiesse minimal yan etkiler ve yüksek hasta toleransı ile öne çıkar. Hafif kızarıklık morarma ve şişlik gibi yan etkiler genellikle geçicidir. Nodül oluşumu oldukça nadir görülmekte ve genellikle dudak bölgesiyle sınırlı kalmaktadır. Geniş ölçekli bir incelemede hastaların %80’inden fazlası 12. ayda sonuçların kalıcılığından memnuniyet bildirmiştir.
Radiesse dolgu sonrası iyileşme sürecinizde belirli bakım adımlarını takip etmek hem işlem sonuçlarının kalitesini artırır hem de yan etkileri minimize eder. İşlemden hemen sonra şişlik ve morlukları azaltmak için soğuk kompres uygulayın. Kan sulandırıcı ilaçlar ve E vitamini gibi takviyelerden birkaç gün boyunca kaçınmanız önemlidir çünkü bu maddeler morarma riskini artırabilir.
İlk 24 saat boyunca ağır egzersizlerden ve kalp ritmini yükselten aktivitelerden uzak durun. Tedavi edilen bölgelere baskı yapmaktan ve masajdan kaçının. İlk altı saat sonrası nazik bir şekilde temizleyebilirsiniz ancak sert ürünler veya peeling kullanmaktan kaçınmalısınız.
Makyaj uygulamasına enfeksiyon riskini önlemek adına işlemden sonra 24 saat ara verilmelidir. İlk birkaç gün boyunca sert kimyasal içerikli ürünlerden uzak durarak cilt bakımınızı nazik bir şekilde sürdürün. Güneş ışığına maruz kalmaktan ve sıcak banyo veya sauna gibi ısı kaynaklarından en az 48 saat uzak durmanız şişlik ve kızarıklığı azaltmada yardımcı olacaktır.
Enjeksiyon bölgelerinde kızarıklık şişlik ve hassasiyet gibi yan etkiler genelde birkaç gün içinde azalır. Ancak beklenenden uzun süren veya şiddetli reaksiyonlar gelişirse mutlaka doktorunuza başvurun. İşlemden sonra sonuçların değerlendirilmesi için 2-4 hafta içinde kontrol randevusu planlanması önerilir. Uzun vadede etkilerin korunması için düzenli rötuş uygulamaları gerekebilir.