esinozlem hakkimda logolu Somon DNA
Op. Dr. Esin Özlem Atmış

Somon DNA , doğal görünümünüzü koruyarak daha genç, sağlıklı ve canlı bir görünüm elde etmenizi sağlayan güvenli ve etkili bir uygulamadır. Kişiye özel planlama ile estetik beklentilerinizi en iyi şekilde karşılamayı hedefliyoruz.

Somon DNA fiyatları, tedavi süreci ve sonrası dikkat edilmesi gerekenler için yazımızın devamını okuyabilirsiniz.

Hakkımda Randevu Oluştur

Somon DNA cilt gençleştirme alanında kullanılan yenilikçi bir yöntemdir. Somon balığından elde edilen polinükleotidlerin bileşimidir. Bu bileşim cilt hücrelerinin yenilenmesini destekleyerek cildin elastikiyetini ve nem seviyesini artırır. Yaşlanma belirtilerini azaltmaya yardımcı olan bu yöntem cildin genç ve sağlıklı görünümünü korumasına katkı sağlar. Somon DNA uygulaması mezoterapi tekniği ile cilt altına enjekte edilerek gerçekleştirilir ve cilde pürüzsüz aydınlık bir görünüm kazandırır. Cilt yapısını güçlendiren bu yöntem doğal bir gençleştirme sağlar.

7/24 WhatsApp İçin Tıklayın!

7/24 WhatsApp İçin Tıklayın!

    *En iyi şekilde geri dönüş yapabilmemiz için tüm alanları doldurmanızı öneririz.

    Somon DNA Nedir ve Nasıl Elde Edilir?

    Somon DNA somon balığının sperm ve kanından elde edilen polinükleotidlerin saf hyalüronik asitle birleştirilmesiyle geliştirilen bir cilt yenileme yöntemidir. Bu özel kombinasyon cildin yenilenme sürecini hızlandırarak elastikiyetini ve nem dengesini artırmaya destek olur. Özellikle yaşlanma belirtilerinin azalmasına katkıda bulunur ve cildin daha genç sağlıklı bir görünüm kazanmasını sağlar. Somon DNA tedavisi mezoterapi tekniğiyle doğrudan cilt altına enjekte edilerek uygulanır. Bu yöntem cilt dokusunun doğal yapısını güçlendirmeye ve cilde pürüzsüz bir görünüm kazandırmaya yardımcı olur. Düzenli uygulandığında cildin daha parlak ve diri kalmasına katkı sağlayan Somon DNA yaşlanma sürecine karşı etkili bir destek sunar.

    Somon DNA Uygulaması Ciltte Nasıl Bir Etki Yaratır?

    Somon DNA uygulaması ciltte doğal bir yenilenme süreci başlatarak hücrelerin onarımını destekler ve cildin yapısını güçlendirir. Cilde enjekte edilen bu bileşim cildin esnekliğini ve nem dengesini yeniden kazandırır böylece cilt daha sağlıklı, parlak ve canlı bir görünüm elde eder. Polinükleotidlerin cilt altına nüfuz etmesiyle kolajen ve elastin üretimi tetiklenir; bu da cildin sıkılığını artırır ve ince çizgilerin görünümünü azaltır. Cildin nemini tutmasına yardımcı olan hyalüronik asit dokuları besleyerek pürüzsüz bir dokuya kavuşmasını sağlar. Cilt yüzeyinde dolgunluk ve canlılık oluşturan Somon DNA tedavisi yaşlanma belirtilerini yavaşlatarak daha genç bir görünüm elde edilmesine katkıda bulunur. Cilt tonunu eşitleyip genel yapısını iyileştiren bu uygulama ciltteki elastikiyet kaybına karşı etkili bir çözüm sunar.

    Detaylı bilgi ve randevu için iletişime geçin!

    Somon DNA Tedavisi Hangi Cilt Sorunlarına Çözüm Sunar?

    Somon DNA tedavisi yaşlanma belirtilerinin azaltılmasında etkili bir seçenek sunar. Özellikle ince çizgiler kırışıklıklar ve sarkmalar gibi cilt sorunlarının giderilmesine yardımcı olur. Bu tedavi cildin nem seviyesini artırarak elastikiyetini destekler ve böylece daha sıkı ve diri bir görünüm kazandırır. Aynı zamanda cilt tonunu dengeleyerek koyu lekelerin görünümünü hafifletir cilde aydınlık ve taze bir ışıltı sağlar. Mat ve yorgun görünen ciltlerde canlanma etkisi yaratarak genç bir görünüm elde edilmesine destek olur. Cilt yüzeyindeki pürüzlerin giderilmesine de katkı sağlayan Somon DNA tedavisi cildin daha homojen ve yumuşak bir yapıya kavuşmasını sağlar. Bu özellikleriyle ciltteki yaşlanma belirtilerini azaltarak sağlıklı ve dengeli bir görünüm sunar.

    Somon DNA Uygulaması Nasıl Gerçekleştirilir?

    Somon DNA uygulaması ciltte yaşlanma belirtilerini azaltmak ve daha genç canlı bir görünüm elde etmek isteyenler için tercih edilen bir yöntemdir. Bu uygulama cilt hücrelerinin yenilenmesini destekleyen özel bir formülle hazırlanır ve cilde ihtiyacı olan nem ile elastikiyet sağlar. Somon DNA cildin alt katmanlarına nüfuz ederek kolajen üretimini artırır ve böylece ince çizgiler ve kırışıklıkların görünümünü hafifletir. Düzenli seanslar ile etkisini gösteren bu uygulama cilt tonunu eşitlemeye ve cilde aydınlık bir görünüm kazandırmaya da yardımcı olur. Cildin ihtiyaçlarına göre belirlenen seans sayısı ile tam etki sağlanır ve belirli aralıklarla yapılan hatırlatma seansları uzun vadeli sonuçlar elde etmek isteyenler için önerilir. Uygulama sonrasında dikkat edilmesi gereken bakım önerileri ile cildin doğal yenilenme süreci desteklenir.

    Somon DNA Tedavisinin Yan Etkileri ve Riskleri Nelerdir?

    Somon DNA tedavisi güvenli kabul edilmesine rağmen bazı yan etkilere ve risklere yol açabilir. Uygulama yapılan bölgede hafif kızarıklık, şişlik, morarma, kaşıntı veya yanma gibi geçici reaksiyonlar görülebilir. Bu tür etkiler genellikle birkaç gün içinde kendiliğinden kaybolur. Ancak nadir de olsa alerjik reaksiyonlar veya enfeksiyon riski bulunmaktadır. Kan sulandırıcı ilaç kullananlar, hamile veya emziren kadınlar, aktif enfeksiyonu olanlar, kanser hastaları, diyabet hastaları, felç riski taşıyanlar ve kan pıhtılaşma bozukluğu olan bireyler için somon DNA tedavisi önerilmez. Bu durumlar tedavinin riskini artırabileceğinden işlem öncesinde kapsamlı bir tıbbi değerlendirme yapılması şarttır. Bu değerlendirme tedaviye uygunluk açısından hastanın durumunu güvence altına alır ve potansiyel komplikasyonların önlenmesine yardımcı olur.

    Somon DNA Uygulamasının Etkisi Ne Kadar Süre Devam Eder?

    Somon DNA uygulamasının etkisi kişinin bireysel özelliklerine göre değişiklik gösterse de genellikle altı ay ile bir yıl arasında devam etmektedir. Cilt yapısı, yaş ve yaşam tarzı gibi faktörler bu sürenin uzunluğunu etkileyen başlıca unsurlar arasındadır. Genç bireylerde cildin yenilenme kapasitesi daha yüksek olduğundan uygulamanın etkisi daha uzun süre kalabilirken ileri yaştaki kişilerde bu etki daha kısa sürede azalabilir. Kalıcı sonuçlar elde etmek isteyenler için uygulamanın belirli aralıklarla yenilenmesi önerilir. Yılda bir veya iki kez yapılacak bakım seansları cildin daha uzun süre genç ve sağlıklı kalmasına katkı sağlar.

    Somon DNA Tedavisi Sonrası Nelere Dikkat Edilmelidir?

    Somon DNA tedavisi sonrasında uygulama bölgesinin hijyenine özen göstermek önemlidir. İlk 24 saat boyunca bölgeyi yıkamaktan kaçınmalı ve makyaj yapmamalısınız. Ayrıca kan sulandırıcı ilaçlar kullanıyorsanız tedavi öncesinde doktorunuza danışmanız gerekmektedir. Uygulama sonrası alkol tüketiminden kaçınmak ve aşırı sıcak ortamlardan (hamam sauna) uzak durmak da önerilir. Bu önlemler olası yan etkileri en aza indirerek tedavinin etkinliğini artıracaktır.

    Somon DNA Tedavisi Hangi Bölgelere Uygulanabilir?

    Somon DNA tedavisi, yüz, boyun, dekolte, el üstü ve saçlı deri gibi çeşitli bölgelere uygulanabilir. Özellikle yüz bölgesinde alın, şakaklar, kaş bölgesi, gülme çizgileri, yanak, burun, dudak ve çene gibi alanlarda gençleştirme amacıyla tercih edilir. Ayrıca ellerde oluşan kırışıklıkların giderilmesi ve el cildinin gençleştirilmesinde de etkilidir. Her bölgenin karakteristiği farklı olduğundan enjeksiyonu yapacak doktorun deneyimi önemlidir.

    Somon DNA Tedavisi Kaç Seans Uygulanmalıdır?

    Somon DNA tedavisinin seans sayısı kişinin cilt yapısına ve ihtiyaçlarına göre değişiklik gösterir. Genellikle 4-6 seans uygulanması tavsiye edilir. Seanslar arasında genellikle 2-4 hafta aralık bırakılır. Tedavinin etkisi bir yıl kadar sürebilir; bu etkinin devamlılığı için yılda bir veya iki kez bakım seansları önerilir.

    Somon DNA Tedavisi Hangi Yaş Grubuna Uygundur?

    Somon DNA tedavisi 18 yaşından büyük bireyler için uygundur. Özellikle cildinde nem kaybı elastikiyet azalması ince çizgiler ve kırışıklıklar gibi yaşlanma belirtileri olan kişiler bu tedaviden fayda görebilir. Tedavinin ideal uygulanma yaşı yoktur; doktorunuz cildinizi inceleyerek en uygun tedavi yaklaşımını belirler.

    Somon DNA Tedavisi Sonrası Sosyal Hayata Ne Zaman Dönülebilir?

    Somon DNA tedavisi sonrası genellikle hafif kızarıklık ve şişlik gibi minimal yan etkiler görülür.  Bu etkiler birkaç saat içinde kaybolur bu nedenle çoğu kişi aynı gün içinde normal sosyal hayatına dönebilir. Bazen de küçük kılcal damar kanamalarına bağlı morarmalar gözlenenilir. Morluklar bazen bir hafta kadar kalabilse de genellikle basit kapatıcı ile kapatılabilmektedir. Ayrıca uygulama bölgesinin hijyenine dikkat etmek ve doktorunuzun önerilerine uymak önemlidir.