Ulthera (Ameliyatsız Yüz Germe) , doğal görünümünüzü koruyarak daha genç, sağlıklı ve canlı bir görünüm elde etmenizi sağlayan güvenli ve etkili bir uygulamadır. Kişiye özel planlama ile estetik beklentilerinizi en iyi şekilde karşılamayı hedefliyoruz.
Ulthera (Ameliyatsız Yüz Germe) fiyatları, tedavi süreci ve sonrası dikkat edilmesi gerekenler için yazımızın devamını okuyabilirsiniz.
Ulthera modern tıbbın sunduğu en etkili ameliyatsız yüz germe yöntemlerinden biridir. Odaklanmış ultrason teknolojisi ile cildin derin katmanlarına ısı enerjisi iletilerek kolajen üretimi uyarılır. Bu süreç ciltte doğal bir sıkılaşma ve toparlanma sağlayarak sarkma ve kırışıklıkların tedavisinde başarılı sonuçlar verir. FDA onaylı bu yöntem özellikle yüz boyun ve dekolte bölgelerinde belirgin iyileşme sunar. Uygulama sırasında cilt yüzeyine zarar verilmediğinden iyileşme süresi minimum düzeydedir. Ulthera güvenli ve etkili bir çözüm arayan hastalar için modern tıbbın sağladığı yenilikçi bir alternatiftir.
Ulthera işlemi odaklanmış ultrason teknolojisi ile cilt ve cilt altı dokuların yenilenmesini hedefleyen bir yöntemdir. Uygulama sırasında transducer adı verilen özel bir ultrason başlığı cilde yerleştirilir ve cihazın monitörü üzerinden cilt altı dokular detaylı bir şekilde görüntülenir. Bu sayede uygulama tamamen kontrollü ve hassas bir şekilde gerçekleştirilir.
Cildin 1,5, 3 mm ve 4.5 mm ve yeni cihazlarda daha derin doku infiltrasyon seçenekleri ile altındaki katmanlara odaklanmış termal enerji gönderilerek kolajen üretimi uyarılır. Bu enerji dokuların sıkılaşmasını ve yenilenmesini sağlayarak cildin zamanla doğal bir şekilde toparlanmasına yardımcı olur. İşlem sırasında cilt yüzeyi zarar görmez bu da hızlı bir iyileşme sürecini mümkün kılar.
Ulthera genellikle tek seanslık bir uygulama ile etkili sonuçlar sunar. Çoğu hasta işlem sonrasında ciltte belirgin bir sıkılaşma ve toparlanma fark eder. Uygulamanın süresi tedavi edilen bölgenin genişliğine bağlı olarak değişmekle birlikte seanslar genelde 30 ila 90 dakika arasında tamamlanır. Bu süre zarfında cildin derin katmanlarına odaklanılarak kolajen üretimi uyarılır ve doğal bir yenilenme süreci başlatılır.
Bazı hastalarda özellikle ileri yaş grubunda veya daha belirgin cilt sarkması olan bireylerde tek bir seans yeterli olmayabilir. Bu gibi durumlarda sonuçların daha uzun süreli ve tatmin edici olması için ek seanslar planlanabilir. İkinci bir seans genellikle ilk uygulamadan 6 ay sonra önerilir ve bu karar hastanın bireysel ihtiyaçlarına göre uzman bir hekimle birlikte alınır.
Ulthera tedavisinin etkileri cildin yenilenen kolajen üretimine bağlı olarak yaklaşık 1,5 yıl boyunca devam eder. Ancak cilt yaşlanma süreci doğal bir şekilde ilerlediği için bazı hastalar periyodik dokunuş seansları tercih edebilir. Bu seanslar genellikle 4 ila 12 ay aralıklarla yapılır ve tedavinin kalıcılığını arttırmaya yardımcı olur.
Ulthera odaklanmış ultrason teknolojisiyle ameliyatsız yüz germe ve cilt sıkılaştırma tedavilerinde geniş bir uygulama alanına sahiptir. Yanaklar ve orta yüz bölgesinde sarkmaları gidermek çene çizgisini belirginleştirmek ve bu alandaki gevşekliği düzeltmek amacıyla uygulanır. Boyun ve gıdı bölgesindeki cilt elastikiyetini artırarak sarkmaları toparlamada etkili sonuçlar sunar. Kaş ve alın bölgesinde kaşları kaldırmak ve alın derisini sıkılaştırmak için tercih edilir. Üst göz kapağındaki deri fazlalıklarını azaltarak göz çevresine daha genç ve dinamik bir görünüm kazandırır. Dekolte bölgesindeki kırışıklıkların tedavisinde de sıkça kullanılarak pürüzsüz bir cilt dokusu sağlar. Ayrıca 1,5 mm’lik uygulama ile yüz ve boyun gibi ince kırışıklıkların giderilmesine yardımcı olur.
Ulthera (Ultherapy) işlemi tedavi edilecek bölgeye bağlı olarak farklı sürelerde tamamlanabilir. Yüz ve boyun bölgelerinin tedavisi genellikle 60 ila 90 dakika sürerken daha küçük alanlar örneğin göz altı veya kaş çevresi gibi bölgeler 20 ila 30 dakika gibi daha kısa bir sürede tamamlanabilir. Bu süreler hastanın cilt yapısı uygulama alanının genişliği ve kişiye özel tedavi planı gibi faktörlere göre değişiklik gösterebilir. İşlemin süresi boyunca odaklanmış ultrason teknolojisi kullanılarak cildin derin katmanlarına ısı enerjisi iletilir. Bu kolajen üretimini destekleyen ve cilt sıkılaşmasını sağlayan bir süreçtir. Tedavi sırasında hastalar genellikle konforlu bir deneyim yaşar ve uygulama sonrası iyileşme süresi minimaldir.
Ulthera uygulaması sırasında hastaların yaşadığı hisler kişiden kişiye değişiklik gösterebilir. Genellikle hastalar bu işlemi “hafif bir iğne batması” veya “ısınma” hissi olarak tanımlamaktadır. Bu his odaklanmış ultrason enerjisinin cilt altı dokulara nüfuz ederek kolajen üretimini uyardığı ve lifting etkisini başlattığı anlarda ortaya çıkar. İşlem sırasında cilt altı dokular adeta bir ağ gibi örülerek sıkılaştırılır; bu süreç bir dikiş makinesinin dokuyu taramasına benzetilebilir. Bazı hastalar dokuların derinliklerinde hissedilen hafif bir sıcaklık algılayabilir. Bu hisler genellikle tolere edilebilir düzeydedir ve işlem sırasında alınan sonuçların bir göstergesi olarak değerlendirilebilir.
Ulthera uygulaması genellikle herhangi bir anesteziye ihtiyaç duymadan gerçekleştirilen bir tedavidir. Ancak hastanın hassasiyet düzeyine göre anestezi seçenekleri değerlendirilebilir. Derin katmanlara odaklanan klasik Ulthera tedavisinde topikal lokal anestezik kremlerin (örneğin Emla) etkisi sınırlıdır ve genellikle tercih edilmez. Bunun yerine ciltte hafif düzeyde rahatsızlık hissini azaltmak için kırışıklık tedavisi gibi daha yüzeysel uygulamalarda kullanılabilir.
Çok hassas yapıya sahip hastalarda belirli alanlara lokal anestezi uygulanabilir. Bazı durumlarda ise hasta işlemi daha konforlu bir şekilde geçirebilmek için hafif sedasyon talep edebilir. Bu tür uygulamalar hastanın rahatlığını artırmak ve deneyimini olumlu hale getirmek amacıyla dikkatle planlanır. Hangi yöntemin kullanılacağı hastanın bireysel ihtiyaçları ve tercihleri doğrultusunda doktor tarafından belirlenir.
Ulthera uygulaması sonrası hastalar günlük yaşamlarına hemen dönebilir bu da yöntemin en önemli avantajlarından biridir. İşlem sırasında cilt yüzeyine zarar verilmediği için iyileşme süresi gerektirmez ve özel bir bakım ihtiyacı olmaz. Yan etkiler açısından oldukça güvenli bir yöntem olan Ulthera ciltte yanık leke ya da morarma gibi komplikasyonlara yol açmaz. Bazı hastalarda uygulamadan hemen sonra çok hafif bir kızarıklık gözlenebilir; ancak bu durum genellikle birkaç saat içinde kendiliğinden düzelir. Uygulama sonrasında ciltte hafif bir toparlanma hemen fark edilebilir ancak asıl etkiler kolajen üretiminin zamanla artmasıyla birkaç hafta içinde belirginleşir. Bu süreç boyunca kişi herhangi bir şekilde sosyal yaşamdan uzaklaşmak zorunda kalmaz böylece konforlu ve zahmetsiz bir şekilde gençleşme deneyimi yaşayabilir.
Ulthera cilt yenileme ve sıkılaştırma yöntemleri arasında odaklı ses dalgası (fokus ultrason) teknolojisini kullanan tek cihazdır. Bu teknoloji cildin yüzeyel tabakalarının yanı sıra derin taşıyıcı tabakalara da etki edebilme yeteneği ile diğer yöntemlerden ayrılır. Uygulama sırasında cihazın sağladığı ultrason görüntüleme teknolojisi tedavi planlanan dokuların doğrudan görülmesini ve enerjinin hedeflenen derinliğe güvenle iletilmesini sağlar. Lazer veya diğer cilt yenileme yöntemlerinde bu tür bir hassasiyet mümkün değildir.
Ulthera’nın temel amacı cerrahi müdahale olmaksızın dokuların küçültülmesi ve sıkılaştırılmasıdır. Bu süreçte kontrollü bir hasar oluşturularak kolajen üretimi tetiklenir böylece cilt zamanla kendini yeniler ve daha sıkı bir görünüme kavuşur. Tek bir uygulamada doğal ve kalıcı sonuçlar sunan bu yöntem minimal iyileşme süresi ile cerrahi alternatiflere kıyasla hasta konforunu en üst düzeye çıkarır.
Ulthera güvenliği ve etkinliği bilimsel araştırmalarla kanıtlanmış FDA onaylı bir estetik prosedürdür. Mikro odaklı ultrason teknolojisiyle ameliyatsız cilt sıkılaştırma ve kaldırma işlemi sunan bu yöntem farklı endikasyonlar için ABD Gıda ve İlaç Dairesi tarafından titizlikle değerlendirilmiştir. Bu değerlendirmeler sonucunda Ulthera Sistemi’nin kaş kaldırma (2009) çene altı ve boyundaki gevşek dokunun toparlanması (2012) ve dekolte bölgesindeki ince çizgilerin iyileştirilmesi (2014) için güvenli ve etkili olduğu onaylanmıştır.
Klinik çalışmalar da bu yöntemin güvenliğini ve etkinliğini desteklemektedir. Çene altı ve boyun dokusu kaldırma üzerine yapılan bir çalışmada hastaların %73’ü anlamlı bir iyileşme göstermiştir. Uzmanlar tarafından yapılan maskelenmiş değerlendirmelerde ise hastaların %84,3’ünde görsel olarak belirgin bir düzelme kaydedilmiştir. Yan etkiler genellikle hafif ve kısa süreli olup ciddi bir komplikasyon bildirilmemiştir.
Dekolte bölgesindeki kırışıklıkların tedavisine yönelik araştırmalar hastaların %67’sinde 6 ay sonra belirgin bir iyileşme olduğunu ortaya koymuştur. Bu da yöntemin uzun vadeli etkinliğini desteklemektedir. Hassas bir bölge olan alt göz kapağı tedavisiyle ilgili bir başka çalışmada ise tüm katılımcılar anlamlı bir düzelme yaşamış herhangi bir ciddi yan etki gözlenmemiştir.
Ulthera işlemi sonrasında ciltteki yenilenme süreci hemen başlar ve ilk etkiler uygulama anında gözlemlenebilir. Özellikle çene hattı ve boyun bölgesinde hafif bir sıkılaşma ve lifting etkisi fark edilir. Ancak bu yöntemin esas sonuçları zamanla ortaya çıkar. İlk haftadan itibaren cildiniz daha iyi görünmeye ve hissedilmeye başlar. Yaklaşık bir ay sonra etkiler belirginleşir ancak en optimal sonuçlar 90 gün sonunda gözlemlenir. Bu süreçte cilt altı katmanlarda kolajen üretimi artarak sıkılaşmayı destekler. Altı ay sonunda ise cildinizin en iyi haline ulaştığını görebilirsiniz.
Ulthera uygulaması sonrası elde edilen sonuçlar genellikle 1.5 yıl boyunca etkisini sürdürmektedir. Bu süre zarfında ciltteki sıkılaşma ve toparlanma doğal yaşlanma sürecini yavaşlatır. Tedavinin etkisi zamanla azalsa da cilt eski haline kademeli bir şekilde döner ve asla tedavi öncesinden daha kötü bir görünüm oluşmaz. Aksine uygulama sonrası ilk 6 ay boyunca cilt yenilenme sürecine girer ve bu dönemde yaşlanma belirtileri neredeyse durma noktasına gelir. Bu süre ciltteki kolajen üretiminin maksimum düzeye ulaştığı dönemdir. Ulthera’nın uzun süreli olumlu etkileri hastalar için doğal bir gençleşme sunar ve düzenli uygulamalarla bu etkiler daha uzun süre korunabilir.
Ulthera hafif ve orta derecede cilt sarkması yaşayan bireyler için etkili bir tedavi seçeneğidir. Özellikle kaş, boyun ve çene altındaki erken sarkma belirtileri olan kişiler bu yönteme olumlu yanıt verebilir. Yapılan klinik araştırmalar tedavi sonrası üç ay içinde kaş kaldırma etkisinin 0.47 mm ile 1.7 mm arasında değişebileceğini ortaya koymaktadır. Genellikle 30 ila 65 yaş arasındaki bireyler Ulthera için ideal aday olarak kabul edilir; bu yaş grubunda tedavinin güvenliği ve etkinliği üzerine çok sayıda çalışma yapılmıştır. Ayrıca genel sağlık durumu iyi olan yara iyileşmesini engelleyen sistemik bir hastalığı bulunmayan kişiler de bu tedaviye uygundur.
Ulthera cerrahi müdahaleler olmaksızın cilt sıkılaşması ve toparlanma isteyen ancak gerçekçi beklentilere sahip bireyler için tasarlanmıştır. Ancak ileri derecede cilt sarkması olan kişilerde yalnızca Ulthera ile tatmin edici sonuçlar elde edilemeyebilir; bu gibi durumlarda cerrahi müdahaleler daha uygun bir seçenek olabilir.
Tedavi bazı durumlarda uygun olmayabilir. Örneğin tedavi bölgesinde metal implantları (kalp pili gibi) olan kişilerde cihazın enerji aktarımı risk taşıyabilir. Ayrıca aktif cilt enfeksiyonları veya şiddetli akne komplikasyon riskini artırabileceğinden tedaviyi engelleyebilir. Yüksek vücut kitle indeksine sahip,aşırı kilolu veya obez bireylerde ise tedavinin etkinliği azalabilir.